Deniz Anası Nedir? Özellikleri Nelerdir ?
Özellikle yaz aylarında serinlemek ve yüzmek için denize giden insanların korkulu rüyası haline gelen Denizanaları, özellikleri itibariyle oldukça ilginç özelliklere sahip olan bir deniz canlısıdır. Yapılan araştırmalarla, denizanalarının yaşının 650 milyon olduğu saptanmıştır. Bu rakam, denizanalarını dünyanın en eski canlıları arasına da sokmaktadır.
Denizde yaşayan bu canlılar, saydam yapıdadır. Canlı türleri arasında omurgasız canlılar arasında gösterilen Denizanaları’nda kalp, beyin, gerçek göz, pul ve de kemik bulunmamaktadır. Bu tür organların bulunmayışı, bu canlıları daha da ilginç kılmaktadır. Denizanaları’nın yapısı incelendiği takdirde ise, bu canlıların %95’i sudan, %4’ü tuzdan ve %1i ise proteinden oluşmaktadır. Denizanaları’nın toplumda bilinen en büyük özelliği, tene dokunduğunda yakmalarıdır. Hatta bu deniz canlıları bu özellikleriyle tanınmaktadır. Denizanaları’nın en çok bu şekilde tanınmasına neden olan olay ise, canlıların savunma mekanizması ile alakalı bir olaydır. Denizanası, kendisine bir şey dokunduğunda bunu kendisine karşı bir tehdit olarak algılar ve “Nematosist” adı verilen hücreleri kullanır. Denizanaları bu hücrelere tene bırakır ve ardından bu hücreler patlamaya başlar. Yakıcı özellikte olan bu hücreler patlamaya başladıklarında, teni yakmaya başlar. Deride yanmayla birlikte o bölgede bir kızarıklık meydana gelir. Bazı durumlarda, kaşınma da yanmayla birlikte kendini gösterebilmektedir.
Denizanaları’nın çoğu zehirlidir. Hatta bazı türleri, dünyanın en zehirli ve tehlikeli hayvanları arasında gösterilmektedir. Denizanaları beslenirlerken ve kendilerini korurlarken Nematosist adı verilen yakıcı hücrelerini kullanmaktadırlar. Bu hücreler sayesinde yemek istediği canlıyı etkisiz hale getiren bu deniz canlıları, ardından etkisiz hale gelen canlıları yerler. Denizanaları etobur canlılardır. Bu canlılar beslenmek için yön kabiliyetlerini çok fazla kullanmazlar. Deniz üzerinde yüzerlerken önlerine çıkan canlıları yerler. Denizanaları’nın besinleri arasında, küçük yapıdaki deniz canlıları, larvalar ve de yumurtalar yer alır.
Denizanaları’nın oldukça farklı türleri bulunmaktadır. Bu türlerden çoğu, savunma ve beslenme için yakıcı hücrelerini kullanırken bazı türler ise; farklı yollara başvurmaktadır. Bazı Denizanaları gövdelerinden ışık yaymaktadırlar. Bu canlılar kendilerine düşman olarak canlı görürlerse ise, gövdeden yayılan ışığı keserler ama dokunaçlar gövdeden ayrılarak ışık vermeye devam eder.
Böylece Denizanaları, düşmanın ilgisini kendisinden kopan dokunaca yönlendirir ve fırsattan istifade ederek o bölgeden uzaklaşmaya başlar. Beyne sahip olmayan bu canlıların, bu tür hareketleri nasıl yaptığı ise tartışma konusudur. Gövdeden ayrılan dokunaçların yeniden oluşması ise, Denizanaları için oldukça kolaydır. Çünkü bu canlıların rejenerasyon yetenekleri oldukça gelişmiştir.
Denizanaları, özellikle kıyı bölgelerinde yaşayan insanlar için korkulu rüya olarak değerlendirilirken, Uzakdoğu ülkeleri için durum biraz farklıdır. Japonya, Kore ve Çin gibi ülkelerde yaşayan insanlar, denizanalarını yiyecek olarak tüketmektedirler. Öyle ki, bu ülkelerde bu deniz canlıların börekleri ve salataları yapılmaktadır. Aynı zamanda, denizanaları bu ülkelerde akvaryumlarda beslenip bakılmaktadır.
Denizanaları veya Medüzler,
Scyphozoa ve Cubozoa sınıflarında bulunan, serbestçe yüzen deniz canlılarıdır.
Medüzler, yassılaşmış ve yüzmeye uyum yapmış varlıklar olarak tanımlanabilirler.
Vücut şekli çoğunlukla yayvan ya da kubbeli bir şemsiye şeklindedir. Poliplerden daha karmaşık yapılı canlılardır. Yüzme organı olarak bir şemsiye gelişmiştir. Bu organ sayesinde hayvan ileriye doğru hareket eder.
Medüzlerin beyinleri yoktur. Bunun yerine sinir sistemleri ışığa ve kokuya duyarlı şekilde gelişmiştir. Küçük balıklarla ve diğer küçük deniz canlılarıyla beslenirler. Vücutları hidrodinamik olmadığı için yavaş yüzerler ve avlarını yakalamalarına yardımcı olacak şekilde bir dalgalanma yaratırlar. Denizanaları bir eşeysiz üreme şekli olan tomurcuklanmayla ürerler.
Denizanası’nın çeşitli türleri dokungaçlarında zehir taşırlar. Başka bir canlının bunlarla teması halinde Denizanası ‘nın ölü olduğu durumlarda bile, zehirlenme söz konusu olabilir. Bu durum Denizanası sokması olarak nitelendirilir.
Denizanası Sokmaları
1-Denizanası’nın çeşitli türleri ve daha başka deniz canlıları dokungaçlarında zehir taşırlar
2-Dokundukları anda hatta hayvan ölü olduğu durumlarda bile zehirleyebilirler.
3-Acı, ağrı, yara (lezyon) ve kırmızılaşma en önemli belirtilerdir.
4-Kana karışan zehir büyük miktarda ise, nefes darlığı,bulantı, mide krampları ve ruhsal bunalım hissi olur.
5-Daha ciddi sokmalar kas kramplarına, baygınlığa, öksürüğe, kusmaya ve nefes almakta güçlüğe neden olur.
6-Daha seyrek olmakla birlikte ölüme götürecek reaksiyonlar görülebilir.